Teknoloji ve Bilim Haberleri

 

Dokunmatik Nokia N97 mi geliyor?

 
Nokia, 5800 XpressMusic'ten sonra, şimdi de N serisine yeni bir dokunmatik cep eklemeyi planlıyor.
 
Dokunmatik Nokia N97 mi geliyor?
Nokia, N serisine dokunmatik ekranlı yeni bir cihaz ekleyecek.
Nokia, geçtiğimiz günlerde duyurduğu dokunmatik ekranlı 5800 XpressMusic'ten sonra yeni dokunmatik cepleri için kolları sıvadı. Nokia Hindistan'ın pazarlama müdürü Devinder Kishore, şirketin yakın gelecekte pek çok dokunmatik modeli pazara sunacağını, bu modeller arasında bir de N serisi cihaz bulunacağını açıkladı.

Bu açıklamanın ardından, birçok dedikodu da ardı ardına patlamaya başladı. Bu dedikoduların başında ise dokunmatik N97 geliyor. Dokunmatik ekran savaşında önemli rakipleri Apple, HTC ve Samsung'u geride bırakmak isteyen Nokia, 8 MP kameralı dokunmatik bir N97 hazırlığında olabilir.

Bu dedikodu doğru bile olsa, Nokia'nın N97 için çok da acele etmeyeceği kesin. N96'nın pazara yeni giriş yaptığı şu günlerde şirket, yeni bir N serisi cihazla kendi önünü tıkamak istemeyecektir. Aynı şekilde, 5800 XpressMusic de henüz piyasaya sürülmüş değil. Yeni bir N serisi dokunmatik cihaz, 5800 için de büyük bir tehdit anlamına gelecektir. Eğer gerçekten dokunmatik N97 söz konusuysa, bizce cihazla ancak 2009'un dördüncü çeyreğinde tanışabiliriz. Resmi bir açıklamanın ise 2009 Nisan'ından önce gelmesini beklemiyoruz.

Asus'dan beklenmedik eklenti

Bir kısım Eee Box bilgisayarlar, kutudan virüs bulaşmış halde çıktı.

 

Asus'dan beklenmedik eklenti | Bir kısım Eee Box bilgisayarlar, kutudan virüs bulaşmış halde çıktı.

Asus hakkında sürekli nahoş haberler vermekten zevk alıyor falan değiliz, ama şirket sanki sürekli çanak tutuyor. Bu sefer de, bir kısım Eee Box'ların, sabit disk sürücülerine virüs bulaşmış halde satıldığı ortaya çıktı.

Asus'a gönderilen bazı şikayet e-postalarından anlaşıldığı kadarıyla, Japonya'ya ve muhtemelen Avrupa'nın bir kısmına satılan mini masaüstü bilgisayarlar, sabit disklerinde "recycled.exe" isimli bir dosyayla geliyor. W32/Usbalex solucanının, diskin D: bölümünde oluşturduğu dosya, D: açılır açılmaz C: sürücüsüne ve bütün harici depolama birimlerine yayılıyor. İngiltere'de ise, kutudan yeni çıkan bir Eee Box'ın sabit sürücüsünde  çevrimiçi oyunların kullanıcı şifrelerini çalan W32/Taterf solucaının yarattığı kavo.exe dosyasına rastlanmış.

Apple'ın Nvidia'ları da patlıyor

Bir kısım MacBook ve MacBook Pro'daki ekran kartlarının üretim hatası olduğu ortaya çıktı, Apple isyanlarda.

 

Apple'ın Nvidia'ları da patlıyor | Bir kısım MacBook ve MacBook Pro'daki ekran kartlarının üretim hatası olduğu ortaya çıktı, Apple isyanlarda.

Görünüşe göre, Nvidia'nın hatalı üretilmiş grafik kartları salgınından Apple'ın MacBook ve MacBook Pro'ları da payını almış durumda.

Nvidia'nın 8600 GT kartına sahip ve 2007 yılının Mayıs ayı ile 2008 yılının Eylül ayı arasında üretilmiş, 15 ve 17 inçlik üç MacBook Pro modelinin, hatalı yongalar taşıyor olma ihtimali var. Arıza, videonun dağınık, kesik, bölük pörçük yürütülmesi ya da video yürütülürken hiç görüntü gelmemesi şeklinde kendini gösteriyor. Apple, bu durumdaki bilgisayarları ücretsiz tamir edeceğini belirtti. Ancak "Valla suç bizim değil; biz bu yongaları alırken Nvidia'ya sorduyduk, onlar da 'Yok, arızalı olanlar bunlar değil yeminle' dedilerdi," şeklinde bir bildiri yayınlamaktan kendini alamadı. Nvidia ise "Biz sonuna kadar ürünlerimizin arkasındayız," şeklinde konuşuyor.

Acaba bu durum, MacBook'ların yonga setlerini Nvidia'dan tedarik etmeye karar veren Apple'ın kararını etkileyecek mi?

Uzaydaki en yeni ticari görüntüleme uydusu olan GeoEye-1, gözlerini açtı. Gözlerini açar açmaz karşısına yakaladığı ilk görüntü ise Pensilvanya’nın doğusunda bulunan Kutztown Üniversitesi Kampüsü oldu.

Yeryüzü’nden 783 kilometre yükseklikten çekilen fotoğraf, GeoEye-1’in fırlatılışının üzerinden 4 gün sonra çekildi. Okulun futbol sahasındaki logolar, tenis kortu ve otoparkta bulunan otomobillerin hepsinin görülebilir olması, rakip firmaların uçuş yüksekliğinden (yaklaşık 5 bin metre) çektikleri fotoğraflar kadar kaliteli görüntü verilebildiğini kanıtladı.

“Bu görüntü, GeoEye’ın kamerasının önündeki kapağın açıldığı anda ilk görüntüdür” açıklamasını yapan GeoEye şirketinin operasyondan sorumlu başkan yardımcısı Brad Peterson, kalibrasyon sürecinin tamamlanmasının ardından daha yüksek kaliteli görüntü almayı beklediklerini ifade etti.

 


Yapay zeka insana karşı

 

Şimdiye kadarki en gelişmiş yapay zekaya sahip olan altı bilgisayar programı insanlar gibi “düşünebildiklerini” kanıtlamak için özel bir teste girecek.

Dünyanın en büyük matematikçilerinden biri sayılan ve İkinci Dünya Savaşı’nda Alman askeri kodlarını çözmeyi başaran İngiliz Alan Turning, bundan 50 yıl önce “makineler düşünebilir mi” sorusunu cevaplamak için makinelerin zekasını ölçmek üzere bir test geliştirdi.

Turning testi olarak bilinen test, herhangi bir konuda yapay zekaya sahip bir bilgisayarla yazılı olarak yürütülen konuşmalardan oluşuyor. Konuşma sırasında bir insanınkinden ayırt edilemeyecek tepkiler verebilen yapay zekanın, düşünme yeteneğine sahip olduğu kabul ediliyor. Ancak testi şimdiye dek hiçbir program geçemedi.

Gelecek hafta da en gelişmiş yapay zekaya sahip olan altı bilgisayar programı, Turning testine girerek insanlar gibi “düşünebildiklerini” kanıtlamaya çalışacak.

Alice, Brother Jerome, Elbot, Eugene Goostman, Jabberwacky ve Ultra HAL isimli programların tasarımcıları, altın madalya ve 100 bin dolarlık ödül için yarışacak.

İngiltere’deki Reading Üniversitesi’nde yürütülecek olan testi geçen bir program olursa, bunun IBM’in Deep Blue bilgisayarının 1997’de dünya şampiyonu Kasparov’u satrançta yenmesinden de büyük bir gelişme olacağı tahmin ediliyor. Test, gönüllü “soruşturmacılar” tarafından yapılacak.

İki ekranda biri bilgisayar, biri de başka bir insanla iki ayrı konuşma yapacak olan gönüllü, hangi konuşmanın insana hangisinin bilgisayara ait olduğunu doğru olarak tespit edemezse bilgisayar testi geçmiş sayılacak.

İŞTE ÖRNEK DİYALOG
Yapay zeka programlarının en ünlüsü olan Ultra HAL, internet sitesindeki deneme versiyonunda, her gün onbinlerce insanla konuşuyor. Her konuşmayı bir sonraki konuşmada kullanabilmek veri bankasına kaydiyor. İşte HAL ile İngilizce yaptığımız bir konuşmanın örneği:

MURAT: Merbaha HAL.
HAL: Merhaba Murat. 5 çayını
içtin mi?
MURAT: Sabah kahve içmiştim.
HAL: Öğleden sonraları
acıkıyorum. 5 çayı benim için
vazgeçilmez.
MURAT: Orada havalar nasıl?
HAL: ABD’de yağmur var. Türkiye’deki havayı şu siteden öğrenebilirsin.
MURAT: Teşekkürler HAL.
HAL: Benim için zevkti.

WIRO


Türk Telekom'un CeBIT'te tanıttığı yeni ürünlerden WiRO, cep telefonlarına yeni iletişim imkanları sağlıyor.

Kablosuz ağlara bağlanma (WiFi) özelliği olan cep telefonlarını, GSM operatöründen bağımsız birer iletişim cihazı haline getiren Türk Telekom'un yeni hizmeti WiRO, CeBIT 7. salonda bulunan Türk Telekom standında kullanıcılara tanıtılıyor
.



Kablosuz ağ bağdaştırıcısı bulunan cep telefonlarını, kullanıcıların evlerinde ya da işyerlerinde bulunan kablosuz ağları kullanarak internet üzerinden SIM kartlarına, dolayısıyla operatörlere ödenecek ücretlere, bağlı olmadan yurt içi ve yurt dışı telefon görüşmeleri yapmasına olanak tanıyan WiRO hizmeti, Beylikdüzü Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde devam eden CeBIT Bilişim Eurasia'da bulunan Türk Telekom standından denenebiliyor.


Hidrojen-güçlü ilk uçak Almanya’da havalandı

 Hidrojen yakıt hücrelerinin yerini bir gün jet motorları alabilir; ancak hidrojen-gücü savunucuları, bunun olabilmesi için daha yapılacak çok iş olduğunu belirtiyor. “Tek-kullanıcılı, tek-destekli yakıt hücrelerine sahip uçakları güvenlice havanlandırıp, yere indirebilmek; jumbo yolcu uçaklarıyla da aynı şeyi yapabileceğiniz anlamına gelmiyor.” diyor, bir Kaliforniya Teknik yazarı ve çevrecisi olan “Hidro” Kevin Kantola, “Hidrojen Arabalar ve Taşıtlar” adlı yazısında.

Alman Uzay Havacılık merkezi, en azından yakın bir zamanda yolcu uçaklarında kullanılan öncül itici güç kaynakları için yakıt hücrelerinin kullanılamayacağını kabul ediyor. Fakat hedef şu: Yakıt hücrelerini, ticari uçuşlarda kullanılan uçaklara ekleyebilecek kadar geliştirmek. DLR, Airbus Germany A320 ATRA araştırma uçağının hidrolik pompaları için yardımcı güç adına çalışabilecek bir yakıt hücre sistemi geliştirmiş durumda hatta!

Alman Uzay Havacılık Merkezi (DLR) Salı günü, dünyanın sadece hidrojen yakıtı kullanan ilk uçağını Stuttgard, Almanya’da başarıyla havalandırdı, uçurdu ve yere indirdi. İlk defa bir uçak, yakıt hücrelerinden aldığı enerjiyi kullarak havanalanabildi.


SAVAS TEKNOLOJİSİ

Filimlerde görmeye alışık olduğumuz, gerçekte olamaz dediğimiz savaş ünitelerine bir yenisi daha eklendi. Teknoloji hızla gelişirken bu durumu en yakından takip eden merci tabiki ülke askeri kuruluşları. Geçtiğimiz günlerde Florida açıklarında kameralara takılan ve kısa bir süre içinde kaybolan bir cismin ne olduğu 2 saat sonra anlaşılabildi. Pentagon kontrolünde geliştirilen yeni bir savaş makinası.



Batman filimlerindeki süper donanımlı araçları andıran bu makine hakkında ayrıntı olmasa da bazı bilgiler kamuoyuna sızmış durumda. Makina su üzerinde saatte (60 deniz mili) yaklaşık 110 kilometre hız yapabiliyor. Bu hıza karbon fiber yapısı sayesinde ulaşan dev savaş makinası 60 ton ağırlığında.



İnsanüstü Görüş Yeteneğine Doğru

 

İnsanüstü Görüş Yeteneğine Doğru
 
İnsanüstü Görüş Yeteneğine Doğru

Washington Üniversitesi’ndeki mühendisler mikroskobik üretim teknikleri sayesinde esnek ve kullanımı emniyetli bir kontak lens içine elektronik devre ve ışıklar koymayı başardılar.

Bu teknoloji sayesinde, ileride gözümüz, dış dünyadan bize gelen görsel bilgiden fazlasını alabilecek. Bu konudaki çalışmalar henüz bu türden gelişmelere yol açacak kadar ileri durumda değil fakat yine de gelecekteki ilerlemeler konusunda umut verici.

Gelecekte bu teknolojinin çok geniş alanlarda kullanılabileceği kesin. Böyle bir lensin kullanıcıları, başkalarının göremeyeceği şekilde, havada bir ekran varmışçasına görüntü izleyebilecekler, internette dolaşabilecekler. Ya da insanların görme yetenekleri bu lensler sayesinde geliştirilerek gece görüşü ya da kızılötesi gibi yetenekler sağlanabilecek. Ama uzmanlar, bu gelişmelerin çok yakın zamanda mümkün olmadığını belirtiyorlar.

Böyle bir lensin yapımının hiç de kolay olmadığını belirten mühendisler, esnek ve sağlığa zarar vermeyecek malzemeler kullanılarak yapılması gereken lensle yüksek sıcaklıklarda, zehirli kimyasallar ve inorganik maddeler kullanılarak üretilen elektrik devreleri bir araya getirmenin zor olduğunu söylüyorlar. Bu lensleri üretmeyi de, birkaç nanometre kalınlığında (bir saç telinin binde biri kadar) devre katmanları kullanarak başarmışlar.




Büyük Deneye Erteleme

   
Büyük Deneye Erteleme
 
 

CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider – LHC), 2009 baharına kadar kapalı kalacak.
10 Eylül’de başlayan ve tüm dünyanın ilgisini çeken deney, 19 Eylül’de, bir ton sıvı Helyumun tünele sızmasıyla durdurulmuştu. Sorunu gidermek için yapılan incelemelerin ardından laboratuarın zorunlu kış bakım periyodu geldiğinden deney gelecek yıla ertelendi.

Yerin 50 -175 metre derinliğindeki 27 kilometrelik tüneli ve 6 algılayıcısı (ATLAS, CMS, ALICE, LHCb, TOTEM ve LHCf) ile LHC’yi oluşturmak 13 yıl sürdü. Şimdiye dek inşa edilen parçacık hızlandırıcıların en büyüğü olan LHC’nin harekete geçebilmesi için 8 ana parçasının -271 dereceye kadar soğutulması gerekiyor. Soğutma işleminin ardın 1600 adet süper-iletken mıknatısın düzgün olarak çalıştırılması gerekiyor. Süper-soğutulmuş sıvı Helyum mıknatısların süper-iletken özellik almasını sağlıyor. Böylece büyük manyetik alanlar oluşturulup ışınlar tünel içinde hızlandırılıyor ve bu işlem yapılırken daha az enerji harcanıyor. Yukarıdaki fotoğrafta bu mıknatısların bir kısmını test edilirken görüyorsunuz.

Geçtiğimiz hafta sonu yaşanan sorunda, süper-soğutulmuş parçalardan yüz tanesi 100 dereceye kadar ısındı. Sorunun muhtemel kaynağı olarak hızlandırıcının iki mıknatısı arasında hatalı elektrik bağlantısı gösteriliyor. Bu hatalı bağlantının, dev makinenin testleri sırasında eriyerek, süper-soğutulmuş sıvı Helyumun büyük miktarlarda dışarı sızmasına sebep olduğu düşünülüyor.

"Oldukça başarılı geçen başlatma işleminden sonra yaşanan sorun psikolojik bir darbe oldu." diyor CERN’ün yöneticisi Robert Aymar.


Kaynak: TUBİTAK

 
Technobilgiye 1 ziyaretçi Buradaydı
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol